ELAZIĞ
Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır. 9153 Km2 yi bulan yüzölçümü ile Türkiye topraklarının % 0 12 ni oluşturmaktadır. İl, doğudan Bingöl, kuzeyden (Keban Baraj Gölü aracılığı ile) Tunceli, batı ve güney batıdan (Karakaya Baraj Gölü aracılığıyla) Malatya, güneyden ise Diyarbakır illerinin arazileri ile çevrilidir. İl, merkez ilçe ile birlikte 11 ilçe, 537 köy ve 709 mezra yerleşmesinden oluşmaktadır.
İLÇELER
Elazığ ilinin ilçeleri; Ağın, Akçakaya, Arıcak, Baskil, Karakoçan, Keban, Kovancılar, Maden, Palu ve Sivrice'dir.
Ağın: İlçenin tarihinin M.Ö. XVI-XIV yüzyıllarda yöreye yerleşen Hurrilere kadar uzandığı bilinmektedir. Fırat’ın bir kolu olan Karasu, İlçenin doğu sınırı boyunca uzanmakta ve Keban civarında Murat Nehri ile birleşerek asıl Fırat’ı teşkil etmektedir. İlçe Roma devrinden kalma kaya mezarları ve leblebisi ile ünlüdür.
Alacakaya: İlçede ‘Murat Hanı’ adını taşıyan tarihi bir yapı bulunmaktadır. Doğal güzelliklere sahip ilçede (Elazığ-Alacakaya karayolu üzerinde Sori mıntıkasında) görülmeye değer bir şelale ile ilçe merkezine 3 Km. Mesafede ‘ Gölalan’ adında bir gölcük mevcuttur. İlçe , Dicle Kral Kızı Barajının tamamlanmasıyla yaşanmaya ve görülmeye değer bir sayfiye yeri olmaya aday durumdadır.
Arıcak: İlin en yüksek dağı olan 2517 metre rakımlı Hacı Ali Dağı ilçe sınırları içerisindedir. Dicle nehrinin kaynağını oluşturan Mirvan Çayı ilçe merkezinden geçer. Yaz aylarında bu çayın kıyıları mesire yeri olarak tercih edilir. Ayrıca ilçenin Erimli Kasabasında enfes doğal güzelliğe sahip bir şelale bulunmaktadır.
Baskil: İlçe dağlık bir bölge olup, Haroğlu ve Hacı Mustafa önemli dağlardır. İlçede yapılan kazılarda buranın Roma ve Bizans döneminde de yerleşim merkezi olduğu ortaya çıkmıştır. Ulaşım kara ve demiryolu ile sağlanmaktadır.
Karakoçan: İlçenin kuzeyinde yer alan dağlık kesimler meşe ormanlarıyla kaplıdır. Peri Çayı’da ilçenin içlerine kadar uzanmaktadır. Zengin doğal güzelliklere sahip olan ilçede, Peri çayı kenarında bulunan Kolan kaplıcalarını her yıl binlerce kişi sağlık amacıyla ziyaret etmektedir. Yine ilçe merkezinde Kalecik Barajı Çamlığı, Beyaz Çeşme Mesire Yeri, Güzel baba Ormanı yaz aylarında halkın rağbet ettiği dinlenme yerleridir.
Keban: İlçenin hangi tarihte kurulduğu kesin olarak bilinememekle birlikte X. Yüzyıla ait bir yerleşim yeri olduğu , Keban Barajının yapımı nedeniyle yörede gerçekleştirilen kazılar neticesinde ortaya çıkarılmıştır. IV. Murat , Bağdat seferine giderken yöreye uğramış ve Denizli köyü yakınlarında bir kervansaray yaptırmıştır. İlçede ülkemizin en büyük barajlarından birisi olan Keban Barajı ile Yusuf Ziya Paşa tarafından inşa ettirilen ve kendi adıyla anılan bir camii ve çocuklarına ait bir tarihi türbe bulunmaktadır.
Kovancılar: Ekonomisi genelde tarıma dayalı olan ilçede, son yıllarda endüstri bitkileri de yetiştirilmektedir.
Maden: Bilinen tarihi kaynaklara göre , İlçenin tarihi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanır. Maden ilçesi, Doğu Torosların devamı olan Mihrap dağı eteklerinde, dar bir vadinin yamaçlarında kurulmuştur.
Palu: İlçenin tarihi oldukça eskidir. Yörede ilkçağ ve ortaçağdan kalma birçok eser vardır. Palu yakınlarındaki Şimsat Kalesi, o dönemde oldukça önem arz etmiştir.
Sivrice: İlçenin tarihi ile ilgili olarak Selçuklu öncesine dayalı çok kesin bilgi ve belgeler yoktur. Öyle ki Hazar Gölü altındaki Batık Şehrin tarihi bile kesin olarak ortaya çıkarılamamıştır. Sivrice ilçesinin en büyük varlığını teşkil eden Hazar Gölü, eşine ender rastlanan göllerden biridir. Özellikle Elazığ ve çevre illerin eğlence, dinlenme ve tatil merkezi durumundadır. Göl çevresinde 25’e yakın Kamu Kurum ve Kuruluşlarının kamp ve dinlenme tesislerinin yanı sıra halka açık tesislerde bulunmaktadır. Son yıllarda çeşitli siteler, yazlıklar ve ikinci konutlarla çevresi bir hayli renklenen Hazar gölü, turizmin yanı sıra balıkçılık için de elverişlidir.
NASIL GİDİLİR
Karayolu
İlde karayolu ile ulaşım, hemen hemen tüm bölgelere (bu bölgelerdeki bazı illere) özel otobüs işletmeleri tarafından sağlanmaktadır.
Demiryolu
Elazığ İl merkezi Malatya’dan gelerek Maden ve Ergani ilçesi üzerinden Diyarbakır’a giden demiryoluna 1934 yılında açılan Yolçatı - Elazığ hattıyla bağlanmış, bu hat Elazığ İlinden geçerek Tatvan’a ulaşmaktadır. Bununla birlikte Elazığ’dan İstanbul’a ve Adana’ya demiryolu ile yolcu ve yük taşımacılığı yapılmaktadır.
Havayolu
Elazığ’dan, haftanın her günü , Türk Hava Kurumu uçakları ile Ankara’ya ve Ankara bağlantılı İstanbul, İzmir ve Antalya’ya tarifeli uçak seferleri, haftada bir gün ise direkt Elazığ - İstanbul seferi yapılmaktadır.
Denizyolu
Keban Baraj gölü üzerinde, Elazığ-Pertek, Elazığ-Çemişgezek, Elazığ-Ağın arasında ulaşım feribotla sağlanmaktadır. Bu feribotlar belirtilen ilçe belediyeleri tarafından işletilmektedir.
GEZİLECEK YERLER
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Elazığ'da ilk müze 30 Nisan 1965 tarihinde, Harput Bucağı'nda bulunan Alacalı Mescit'te "Harput Müzesi" olarak kurulmuştur. Sonraki yıllarda bu yapı, toplanan eserler için küçük geldiğinden, İstasyon Caddesi'ndeki Elazığ Belediyesi'ne ait bir binaya taşınmıştır. Daha sonra Keban ve Karakaya Baraj projeleri çerçevesinde yapılan yüzey araştırmaları ve kazılarda bulanan eserlerin teşhiri söz konusu olunca, bina yetersiz kalmıştır. 1971-1972 yıllarında Elazığ Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi Kampüsü (şimdiki Fırat Üniversitesi Kampüsü)'nde 12.700 m² lik bir alan müze binası için tahsis edilmiş ve müze deposu ile idari binaların yapılmasından sonra, 28 Temmuz 1982 yılında müze ziyarete açılmıştır.
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, "Arkeolojik Eserler ve Sikke Salonu, Halı Kilim ve Etnografya Salonu" olmak üzere iki salondan ve çeşitli eserlerin saklandığı depo bölümlerinden oluşmaktadır.
Arkeolojik Eserler ve Sikke Salonu'nda Keban ve Karakaya Baraj Projeleri nedeniyle yapılan Tülin Tepe, Tepecik Örenyeri, Değirmen Tepe, Haraba Höyüğü, Norşun Tepe, Aşvan, Sakyol (Pulur), Ağın Kalaycık Höyüğü, Ağın Kalecik Höyüğü, Pağnik Örenyeri, Han İbrahim Şah, Şemsiye Tepe, Yeniköy kazıları ile, Karataş Kayaaltı Sığınağı, Küllünün İni, Aktaş ve Yıkılgan yüzey araştırmalarında bulunmuş; Paleolitik, Neolotik, Kalkolitik, Tunç (Protto Hurri-Hitit), Demir, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda ve çeşitli eserler sergilenmektedir.
Halı-Kilim ve Etnografik Eser Salonu'nda ise, bölgeye ait özgün el ürünü halı ve kilimler ile yöreye ait kültürü tanıtıcı nitelikteki etnografik malzemeler sergilenmektedir.
Müze içi bu sergilerin dışında, dışta müze girişinde Tunceli'den toplanmış koç ve at şeklindeki mezar taşları ile çeşitli dönemlere ait kimi taş eserler sergilenmektedir.
Fırat Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kampüsü
Harput Müzesi
Elazığ Müzesi Müdürlüğü'ne bağlı olarak hizmet veren ve Harput Bucağı'nda eski belediye hizmet binasının karşısında yer alan müze, Elazığ Müzesi'nin çekirdeği olarak kurulduğu 1965 yılında bu yana hizmetine devam etmiş olup, yöresel el sanatları ve etnografik malzeme barındırmaktadır. Ayrıca, Harput'ta bulunan çeşitli yapılara ait kimi kitabeler de, müzede koruma altına alınmıştır.
Örenyerleri
Harput
İlk izlerini Harput İç (Süt) Kale'de bulduğumuz ve Urartu Döneminden günümüze kesintisiz iskân gören Harput, tarih içinde çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır.
Her dönemde önemli bir uç kalesi olarak kullanılan Harput, Çubukoğullarına ve Harput Artuklularına başkentlik yaptıktan sonra, 1910'lu yıllardan sonra terkedilmiş ve bugünkü bucak durumuna gelmiştir.
Harput'ta günümüze ulaşmış çok sayıda, çeşitli dönemlere ait yapı bulunmakta olup bunlardan en önemlileri Meryem Ana Kilisesi, İç (Süt) Kale, Ulu Cami, Esediye Camii, Alacalı Mescid, Fatih Ahmet Baba Mescid ve Türbesi, Mansur Baba Türbesi, Ahi Musa Mescid ve Türbesi, Arap Baba Mescid ve Türbesi, Sara Hatun Camii, Meydan Camii, Kurşunlu Cami, Ağa Camii, Ahmet Bey Camii, Kale Hamamı, Hoca Hamamı ve Cemşit Bey Hamamı'dır.
Palu
Harput ile birlikte Urartu Döneminden bu yana kesintisiz iskân görmüş olan Palu çeşitli egemenlikler altında kaldıktan sonra bugün ilçe olarak iskâna devam etmektedir.
Palu Kalesi'nde bulunan ve Urartu Kralı Menua'ya ait çivi yazılı yazıt dışında, Osmanlı Dönemi yapılarından Alacalı Mescid, Cemşid Bey Mescid ve Türbesi, Merkez Camii, Ulu Cami, Küçük Cami ve Anonim Hamam ile Ortaçağ Kilisesi ve Artuklu yapısı olan Eski Palu Köprüsü günümüze ulaşan önemli yapılardandır.
Pertek
Çeşitli dönemlerde iskân görmüş olan Eski Pertek günümüzde Keban Baraj Gölü altında kalmış olup geride sadece ada görünümündeki Pertek Kalesi ile baraj alanında yeni Pertek ilçesine (Tunceli İline bağlı) taşınmış Çelebi Ali ve Baysungur camileri kalmıştır.
Baraj gölü altında kalan kilise, saray, mescid, türbe, hamam, imaret, kantariye gibi yapılar, Pertek'in çeşitli dönemlerde olduğu kadar, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde özel önem kazandığını göstermektedir.
Kaleler
Harput Kalesi (Süt Kalesi)
Tarihi Harput şehrinin güneydoğusunda, Elazığ ovasına egemen bir konumda bulunan kalenin Urartular döneminde inşa edildiği bilinmektedir. Kalenin Roma, Bizans ve Arapların eline geçtiği tarihi belgelerde mevcuttur.Kale hakkında çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Bir rivayete göre kalenin yapımı sırasında harcın hazırlanması sırasında su yerine süt kullanıldığı, bu nedenle Harput Kalesi'nin bir adının da Süt Kalesi olduğu söylenmektedir.
Camiler ve Kiliseler
Ulu Cami : Harput'ta Artuklu hükümdarı Fahrettin Karaslan tarafından M. 1156-1157 yılında yaptırılan cami, Anadolu'daki en eski ve en önemli yapılardan birisidir.
Kurşunlu Cami : Harput'ta Osmanlı devri camilerinin en güzel örneğidir.
Sara Hatun Cami : Akkoyunlu hükümdarı Bahadır Han'ın annesi Sara Hatun tarafından 15'inci yüzyılda yaptırılmıştır. Minberi taş işçiliğinin güzel örneklerindendir. Bir külliye halinde inşa edilmesine rağmen bugün yalnızca cami kısmı mevcuttur.
Meryem Ana Kilisesi : Harput Kalesi'nin sol tarafında yer alır. İnşa tarihi M.S. 179'dur. Bu kilise Kızıl Kilise, Süryani Kilisesi ve Yakubi Kilisesi adlarıyla da anılmaktadır.
Hamamlar
Hoca Hasan Hamamı
Zamanımıza kadar ulaşabilmiş klasik Osmanlı tipi hamamlarından biridir. Soyunma, Ilıklık ve Yıkanma yerlerinden meydana gelmiştir. İki giriş kapısı bulunur. Batı kapısının sade olmasına rağmen doğu kapısının kubbeli oluşu dikkat çekicidir. Soyunma yeri kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Günümüzde tamamen yıkılmış olan ılıklıktan, yıkanma yerine geçilir. Yıkanma yeri dört eyvanlı, ortası büyük kubbeli ve köşeler de birer kubbeli halvetlerden meydana gelmiştir.
Cimşit Bey Hamamı
Sarahatun Camii bitişiğindeki klasik tipte bir Osmanlı yapısıdır. Soyunma yeri kare planlı üzeri kubbe ile örtülü olup, iki kapısı mevcuttur. Yıkanma yeri Sarahatun Camiine dayanır. Dört eyvanlı köşelerde birer kubbeli halvetler bulunmaktadır. Bu yapı Yavuz Sultan Selim’in Sipahi Beylerinden Cimşit Bey tarafından 16. Asrın ilk yarısında yaptırılmıştır. Günümüzde restore edilerek kullanılır hale getirilmiş ve hizmete açılmıştır.
Mağaralar
Buzluk Mağarası
Yeri: Elazığ, Harput BeldesiBuzluk Mağarası, tarihi Harput beldesinin kuzeydoğusunda Elazığ'a 12 km. uzaklıkta olup, Keban Baraj gölünün seyir tepesi konumundadır.
Özellikleri: Buzluk Mağarası, jeomorfolojik yapısı nedeniyle gerçekleşen klimatolojik şartlar ve hava sirkülasyonu özelliğinden dolayı yaz ayları içinde doğal olarak tabakalar, sarkıtlar ve dikitler halinde buz oluşturmakta, kış aylarında ise tam tersine buz teşekkül etmemekte ve sıcak hava oluşturmaktadır. Mağarada oluşan buzun bazı hastalıkların tedavisinde kullanıldığı hususu yöre halkı tarafından belirtilmektedir. Bölgede meydana gelen büyük bir çöküntü ile çevresinde bulunan kayaların üst üste yığılmasıyla oluştuğu sanılan mağaranın bulunduğu yer ağaçlandırılmaya elverişli olup, mesire olarak da değerlendirilebilir durumdadır.
Buzluk Mağarasının tarihinin, kuruluş tarihi Urartulara kadar uzanan Harput'un tarihinden daha eski olduğu bilinmektedir.
Kaplıcalar
Karakoçan Kolan Kaplıcası
Karakoçan İlçesine 18 km. uzaklıkta bulunan Kolan Kaplıcası Peri Çayının güney kıyısındadır. Saniyede 5 litre kaynayan suyun sıcaklığı 60 o C dir. İçmece ve su banyosu şeklinde kullanılmaktadır. Kaplıca suyu özellikle mide, bağırsak, karaciğer, safrakesesi, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları ve romatizmal hastalıklara olumlu etki yapmaktadır.
Harput Dabakhane Suyu
Üç kurnası mevcut olup kurnalar birbirleriyle ilişkilidir. Kurnalar içerisindeki sular sürekli yenilenmektedir. Sıcaklığı 5o C olan su renksiz, kokusuz, berrak, içme suyu kriterine uygun olup, iletkenliği 410 mg. ve PH 7.9 dur. İçerisinde sodyum, potasyum, karbonat, sülfat, klorür, iyodür, amonyak, nitrat ve nitrit bulunur. Dabakhane suyunun, mide, bağırsak, karaciğer, hastalıkları ile ruhi depresyonlara iyi geldiği bilinmektedir.
Göller
Hazar Gölü
Elazığ'a 22 km. uzaklıkta, Elazığ - Diyarbakır karayolu güzergahında olup, Hazar Baba ve Astar Dağları arasına sıkışmış tektonik bir göldür. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin kendine has plajları olan su sporları ve balık avcılığı yapılan ve Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından iki plajına Mavi Bayrak verilen en önemli gölüdür. Göl, günün her saatinde değişik görünüm kazanarak mavinin ve yeşilin her tonunu gösterir.Çevresinde 25'e yakın kamu kurum ve kuruluşlarına ait eğitim ve dinlenme tesislerinin yanı sıra Turizm Bakanlığı'ndan belgeli otel, motel lokanta ve günübirlik piknik alanı, ayrıca özel kuruluşlar tarafından işletilen balık evleri bulunmaktadır.
Yaz ayları boyunca nüfus yoğunluğunun arttığı göl civarında , 1990 yılında yapılan araştırma neticesinde; içerisinde batık bir kentin olduğu keşfedilmiş, bu da göle ayrı bir gizem kazandırmıştır. Hazar Gölü'nün Kilise Adası civarından başlayan batık kentin Sivrice ilçesine kadar uzandığı tespit edilmiş olup, bilimsel araştırmalarla tarihinin ve orada oluş nedeninin ortaya çıkarılmasını bekleyen, ulaşım sorunu olmayan göl, yerli ve yabancı turizme her yönüyle hizmet veren ve kıyı turizmi açısından önemli bir doğal varlıktır.
Keban Baraj Gölü
Türkiye'nin en büyük yapay gölüdür. Keban Baraj Gölü'nde su avcılığı ve balık üretimi yapılmaktadır. Keban Baraj gölü kıyısında halkın dinlenebileceği çok sayıda piknik alanları ve balık evleri bulunmaktadır. Keban Baraj Gölü'nün oluşması sırasında meydana gelen ve Çırçır Şelalesi olarak bilinen şelale, çevresini doğal park ve mesire yeri durumuna getirmiştir.
Cip Baraj Gölü
İlimizin 10 km. batısında bulunan Cip Barajı, Murat Nehri ile birleşen Cip Çayı üzerinde ve Cip Köyünün güneyinde yer almaktadır. Barajın yapımıyla oluşan göl sularıyla 800 hektar alan sulanmaktadır. Göl çevresi ise mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Sportif Aktiviteler
Kamp – Karavan
İlin Sivrice ilçesi , Güney Köyü, Hacıbey mevkiinde faaliyette bulunan Turizm Bakanlığından İşletme Belgeli Tur-Pol Turistik Tesisleri bünyesinde 300 araç , 200 çadır, 50 karavan kapasiteli, yine Gezin Belediyesine ait Plajköy Gazino ve Dinlenme Tesisleri bünyesinde 20 araç kapasiteli ve çok sayıda çadır kurmaya elverişli kamp yeri ile Elazığ Belediyesine ait Kampta 200 araç, 100 çadır kapasiteli kamp yerinin yanı sıra Hazar Gölü kıyısında halka açık yörelerde , Keban Baraj Gölü kıyılarında ve Cip Barajı mesire yerinde kamp yapma imkanı mevcuttur. Özellikle Hazar Gölü kıyısında bulunan kamp yerlerinde yılın Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Çadır kurarak dinlenenlerin sayısı oldukça artmakta ve burada tatil yapanlara çeşitli hizmetler sunulmaktadır.
Av Turizmi
İlde Avcılık Kulübü tarafından av mevsiminde av partileri düzenlenmekte olup, genellikle Keklik, Tavşan, Bıldırcın ve Tilki gibi çeşitli türden hayvanlar avlanmaktadır.
Fırat Nehri ve Keban Barajının yapılması ile oluşan baraj gölünde yaklaşık 20’den fazla balık türünün bulunduğu bilinmekte olup, Bu balık çeşitleri arasında en fazla beğenilen ve avlanan Aynalı Sazan balığıdır.
Olta Balıkçılığı
Etrafı doğal ve yapay göllerle çevrili olan Elazığ’da özellikle Keban ve Karakaya Baraj gölleri kıyılarında sportif amaçlı olta balıkçılığı büyük ölçüde yapılmaktadır.
Kayak Merkezi
Sivrice Hazar Baba
COĞRAFYA
Elazığ, Fırat Havzası'nın "Yukarı Fırat Bölümü"nde yer alan bir Doğu Anadolu kentidir. İl genellikle dağlar ve ovalarla kaplıdır. İl toprakları, doğu ve güneyden, Güneydoğu Torosların batı uzantılarıyla, kuzey ve batıdan ise Keban ve Karakaya baraj gölleriyle çevrili bulunmaktadır.
Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında yer alan Elazığ İlinde bölgenin diğer bölümlerinden oldukça farklı ve karakteristik bir iklim dikkati çekmektedir. İlin gerek coğrafi konumu, gerekse morfolojik özellikleri bu elverişli durumun ortaya çıkmasında en büyük etken olmuştur. İlde karasal iklim egemen olup, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçmektedir. Ancak il çevresinde oluşturulan baraj gölleri, iklimde kısmen sapmalar göstermektedir.
TARİHÇE
Elazığ, Doğu Anadolu'da tarihi Harput Kalesi'nin bulunduğu tepenin eteğinde kurulmuş bir şehirdir. Mevcut tarihi kaynaklara göre Harput'un en eski sakinleri M.Ö. 2000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu'ya yerleşen Hurrilerdir. Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir. Çubukoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlular ve Osmanlılar bölgede hüküm sürmüşlerdir.
NE YENİR
Elazığ-Harput mutfağı yörenin özelliklerine bağlı olarak çok büyük çeşitlilik ve zenginlik gösterir. İlin kendine has ve kendi ismiyle anılan pek çok yemeği vardır. Bu yemekler ülkemizin bir çok yöresinde Elazığ yemeği olarak yapılmaktadır. Kellecoş, işgene, Harput köfte, taş ekmeği, peynir ekmek, fodula, gömme, ufalama, söğürtme, ışkın, pirpirim, hesüde, gaygana, pestilli yumurta, dolangel, kalbur hurması, dilber dudağı, Elazığ'a has yemek ve tatlılardan bir kaçını örnek olarak verebiliriz.
YAPMADAN DÖNME
Tarihi M.Ö. 2000 'li yıllara uzanan Tarihi Harput şehrini görmeden,
Doğa harikası Hazar Gölü ve Buzluk Mağaralarını gezmeden,
Fırat'ın gerdanlığı olan Keban Barajı ile Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi görmeden,
Yörede üretilen üzümlerden yapılan Buzbağ Şarabı almadan,
Orcik ve pestil ile çedene kahvesi almadan,